Demet Evgar - Kemal Hamamcıoğlu - Mak Mek Mok (OFFICIAL VIDEO)

Şarkının “makmekmok” kısmı neden kimse anlamayıp sövüyo? biranda sert şekilde söylemeleri sorumluluklarının sertliklerini anlatıyor, sürekli söylemeleri sorumluluklarının çok fazla olduğunu anlatıyor. Makmek fiillere gelen mastar ekleri zaten, mok’ta sorumluluklardan kaçmaya çalışmalarını anlatıyor ama öyle bişey yook Şarkıya çok uymuş bence

tesadüf eseri denk gelip tekrar tekrar dinlemek..

5 saattir arıyorum bu şarkıyı ağaç kütüğüne tünemiş şarkıcı diye bile arattım çıkmadı deliriyordum oh

Bu klibin çekiminde hiçbir ağacın dalına tünenmemiştir denmesiyle kalbime yerleşti...

"ne zormuş özgür olmak" sadece demet evgarın söylemesi.. bir kadının sesinden.. çok anlamlı..

Instagram'dan denk gelip dinleyenler.

Demet evgar karizması diye bir şey var ya ...Süper ötesi her projesi ..

Bunu dinleyip kendini bulan birçok insan var. Sıradan bir hayatı bu kadar esaret altında yaşamaya gerek yok. Bu kadar da önemsemeyelim herseyi, yaşayıp gidelim. Bir gün herşey son bulacak ve bu hayatı acısı tatlısı tüm gerçekliği ile, farkındalıkla ve gerçek teslimiyet ile yaşayanlar sonsuza dek mutlu olacaklar.

"Çok sıkıldım huysuz kadınlardan, mutsuz adamlardan.." Her seferin de bir kere dinleyeceğim deyip tekrar tekrar dinlemek🌹

bu şarkıda o kadar cok kendimi buluyorum ki herkes isminden dolayı kaale almasada basit sözlerle bu kadar anlamlı ve ağır olması içime oturuyor hep.

Ah çok özlüyorum bu şarkıyla tanıştığım güzel zamanlarımı 20 li yaşlarımın başı öyle güzel zamanlarımmış ki kıymetini bilememişim. Sıradan hayatın içinde kendim olmaya çalışıyorum beceremesem de çalışıyorum ne çok şey anlatıyor bu şarkı bütün duyguları yaşadım

Şarkıyı küçükken havalı olmak farklı şarkıları keşfettiğimi insanların görmesi için dinlerdim. Şimdi 21 yaşındayım. Çok sıkıldım. Henüz yetişkin bile değilim ama sorumluluklarım altında eziliyorum. Özgür müyüm? değilim. Sıradan hayatlar yaşıyoruz ama ... Aması yok... Para kazanmak, hayata uyum sağlamak, kimseye boyun eğmeden durmak, her şeyde başarılı olmaya çalışmak... Mak mek... Mok diye bir şey yok...

"Sıradan hayatlar içinde ne zormuş kendin olmak, ne zormuş özgür olmak." Parça içinde bi çocuk yaşatan ve çok sıkılan deliler için yapılmış. Çok güzel. Kendimi buldum, ellerinize saglık. :)

bu şarkıyı nerde ve ne zaman kesfettiğimi hatırlamıyorum ama arada bi aklıma geliyor, geldiği zamanlar dilimi, zihnimi, beni, benliğimi, ruhumu kolay kolay bırakıp gitmiyor. bugün bir anda aklıma geldi belki aklıma gelme sebebi yüklerimin, sorumluluklarımın çoğalacağından ötürüydü bilmiyorum. aklıma gelmişken açıvereyim dedim, sürekli dilimde ama açıp dinlemiyorum sonuçta dedim. dinlerken yorumlarda gezinirken hiç yorumumun olmadığını fark ettim bu seferde bir yorumum olmasın mı be dedim ve burdayım. şarkıyı ilk duyduğum vakit içime bu denli nüfus etmemişti, şimdi neden beni bu denli sarsıp zihnimde yıldırımlar çaktırıyor ki? sanırım büyümenin yan etkilerinden biri bu. ah be büyümek, küçükken özleminle yanıp tutuştuğumuz kavuşuncada eskiye dönmek istediğimiz büyümek. keşke mok'um olsaydı ama elimde sadece mak ve mek var...

Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın. Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burada mı” diye kokuyu duyanın gözü seni arasın. Bir tane en yakın arkadaşın olsun. Sadece kötü günde değil, iyi günde de aradığın ilk kişi olsun. Birlikte düşün, birlikte kalkın. Birbirinizi toparlayın. Yaralarınızı sarın. Herkes gittiğinde “şanssızlığınıza” biraz gülün, biraz ağlayın. Bir tane çok büyük aşkın olsun. Rakıya bahane olsun. Bir dönem çok sevmiş ol, bir dönem nefret etmiş. Her şey küllendikten sonra tebessümle hatırla. Biraz da bir yanın acıyarak. “O olsaydı nasıl olurdu acaba hayatım?” diye sorgulayarak. Artık bir şey hissetmesen de “başına bir şey gelse yine de ilk ben koşarım” diyecek kadar. Unutma, masallar mutlu sonla, efsaneler kavuşamamakla biter. Bir evlat edin. Bir kedi olur, bir köpek de. Ama olsun. Kapılarını aç. Senden olmayan ama senin ilgine bakımına muhtaç bir kalbin atışlarını ellerinde hisset. Bir canlının hayatını değiştirmek acayip bir şey. Birinin kahramanı olmak istersen bundan büyük fırsat olamaz. Sevmek  çok güzel. Hele bir de her koşulda sevilmek. Bol bol kitap oku biri seni derinden etkileyene kadar oku. Onu bulduğunda kimseyle paylaşma. O hikâye senin. Beğenmediğin sayfayı yırt sevdiğin yerleri yıldızlarla donat. Başucunda dursun. Belki bir gün biri gizlice o sayfaları keşfeder. Seni daha iyi tanıma imkânı olur. Salaş bir restoran edin. Patronundan garsonuna kadar tanı. Kafan mı bozuk, mekân dolu mu, sana yer açacakları kadar müdavimi ol. Bir masan olsun hep oturduğun. Bir başına gitsen bile başına bir şey gelmeyeceğini bil. Bir gün belki kapanır ya da yıkılır. Ama sen önünden her geçtiğinde “burada eskiden hep bir yerim vardı” dersin. Bir hobin olsun. Kaçmak için. Hiç bir şey düşünmediğin. Dünyadan uzaklaşabildiğin. Onunla övün. En iyi yaptığın şey olsun. İnsanlar şaşırsın. Senin için çocuk oyuncağı olsun. Bir şey iste. İmkânsız olsun. Peşinden koş. Yorul. Defalarca vazgeç. Defalarca dene. Susmanın çaresizliğini de yaşa bağırmanın da. Uykuların kaçsın. Düşündükçe saç diplerin bile uyuşsun. Her ne ise bu istediğin, aşk da olur iş de. Bağrına taş bas gerekirse. Yeter ki gece yatağına yattığında “ben elimden geleni yaptım” de. Bazen kazanamamış olsan da, yapabileceklerinin ya da bir şeyi delice istemenin limitini görmek de zaferdir. Vakit ayırdığın bir ailen olsun. Yarın kaybettiğinde keşke daha çok zaman ayırsaydım demeyeceğin. Pişmanlık kötüdür. Bir daha geri getirmeye gücünün yetmedikleri içinse, işkence. Kıymetini bil. Yarın ne olacağı belli değil. Kalp krizi dediğin bir kaç saniye. Kalp kırma. Sınırların olsun aşılamayacak. Duvarların olsun yıkılamayacak. Herkes bilsin. Ona göre davransın. Bir alanın olsun metre karesi dert değil. Kapısını kapattığında gerçek sen olabildiğin. Dört duvardan birinin dibine çöküp ağlayabildiğin. Güçsüzlüğünü yaşayabildiğin. Sonra daha güçlü kalkabildiğin. Kaldığın yerden devam edebildiğin. İnsan en Çok kendini özlüyor çünkü. Bir sevdiğin olsun tabi. Belki hayallerindeki gibi olmaz koşullar ama bir şeyleri birlikte var etmenin tadı bir başka. Para amaç değil araç olsun mutluluğuna. Olmadığı zaman da elindekini cömertçe paylaşabil. En çok onla gül. Saatlerce muhabbet edebil. Birbirinize ulaşamadığınızda, “başka biriyle mi acaba” diye değil “başına bir şey mi geldi” diye endişelen. İlişkini başkalarıyla kıyaslama. Biri sevdiğini çok söyler, biri daha çok gösterir. Sen de biri eksikse bu seni daha az seviyor demek değildir. Telefon karıştırmakla ömür geçmez. Bir insan bir şey yapmak isterse yapar. Kalbin temizse, sen araştırmadan da karşına çıkar korkma. Sonuna kadar güven. Bir gün kırılırsa kalp yenisini inşa eder.

Yıllar önce de severek dinliyordum ama şimdi şarkı ve klibin uyumu bana daha anlamlı geldi. Büyümek böyle bir şey galiba: zevklerin değişmiyor ama derin düşünmeye başlıyorsun. Sıradan insanlara inat zıplaya zıplaya yürüdüğüm için mutluyum. Koridordaki çizgilerle seksek oynarken ve kışın battaniyemle okul koridorlarında gezerken gerçekten çok mutluyum. Ruhsuz ve sıkıcı insanların dediklerini asla önemsemiyorum. Kendim olmaktan vazgeçmeyeceğim.🙆💐

Tam olarak hayatı anlatan çok güzel bir şarkı .

mak mek mak mok diyip birbirinize bakarak güldüğünüz kısımda aşırı tuhaf bi mutluluk geldi

Demet Evgar'ın mimiklerinde ki netlik ve derinlik...

Sadece demet evgarı izleyen her mimiklerini ezbeleryen ben değilimdir dimi harika bi kadın ya bayılıyorum çok seviyorum favorimsin Demet Evgar hanım başarıların devamını ve hakettiğin yerlerde görmeyi nasip etsin rabbim hepimize❤❤❤❤